Sarı Duvar Kağıdı: Charlotte Perkins Gilman’ın Gotik Hikayesi
Charlotte Perkins Gilman’ın 1892 tarihli kısa öyküsü “Sarı Duvar Kağıdı”, psikolojik gerilim ve gotik unsurları bir araya getiren klasik bir eserdir. Hikaye, genç bir kadının kocası John ve hizmetçisi Jennie ile birlikte yazlık bir eve taşınmasıyla başlar. Kadın, doktorunun tavsiyesi üzerine dinlenmek ve iyileşmek için bu eve gelmiştir. Ancak, evdeki sarı duvar kağıdı kadının zihnini ele geçirmeye başlar ve onu giderek daha fazla paranoyak ve deli hale getirir.
Hikaye, kadının günlük kayıtları şeklinde anlatılır. Günlüklerinde, kadının duvar kağıdındaki desenlerin değişmeye başladığını ve garip sesler duyduğunu anlatır. Ayrıca, kocası John’un onu dinlemediğini ve hastalığını ciddiye almadığını da yazar. Kadın, duvar kağıdındaki desenlerin canlı yaratıklara dönüştüğünü ve kendisini izlediğini düşünmeye başlar. Sonunda, kadın duvar kağıdını soymaya ve altındaki gizli mesajları ortaya çıkarmaya çalışır. Ancak, bu onu daha da delirtir ve sonunda akıl hastanesine kaldırılır.
“Sarı Duvar Kağıdı”, kadınların toplumdaki konumunu ve akıl sağlığı sorunlarını ele alan önemli bir eserdir. Hikaye, kadınların sıklıkla dinlenmediğini ve hastalıklarının ciddiye alınmadığını gösterir. Ayrıca, kadınların akıl sağlığı sorunlarının genellikle erkekler tarafından kontrol edilmeye çalışıldığını da ortaya koyar.
Hikaye, birçok kez filme ve televizyona uyarlanmıştır. En bilinen uyarlamalardan biri, 1964 yılında çekilen ve aynı adı taşıyan filmdir. Film, Joanne Woodward ve Robert Redford’un başrollerini paylaştığı bir psikolojik gerilim filmidir.
Konuyla İlgili Faydalı Siteler ve Dosyalar
- Sarı Duvar Kağıdı Öyküsü
- Sarı Duvar Kağıdı Filmi
- Sarı Duvar Kağıdı Analizi
- Sarı Duvar Kağıdı Özeti
- Sarı Duvar Kağıdı Karakterleri