İftira ve Manevi Tazminat
İftira, bir kimseye suç işlediğine dair, gerçekte var olmayan bir şeyi isnat etmek suretiyle kişinin onur ve saygınlığını zedeleme suçudur. Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesinde düzenlenen iftira suçu, bir hakaret suçu olarak kabul edilmektedir.
İftira suçunun oluşması için, isnat edilen suçun varlığı ve failin bu suçu işlediğine dair inancının bulunması gerekir. Failin bu inancı, gerçekte var olmayan bir şeyi isnat etmek suretiyle haklı bir nedene dayanmıyorsa, iftira suçu oluşur.
İftira suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.
İftira Nedeniyle Manevi Tazminat Davası
İftira suçunun mağduru, iftira nedeniyle uğradığı manevi zararı tazmin etmek için faile karşı manevi tazminat davası açabilir.
Manevi tazminat davası, Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca açılabilen bir tazminat davasıdır. Bu maddeye göre, haksız bir fiil nedeniyle başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
İftira nedeniyle manevi tazminat davası açabilmek için, iftira suçunun işlenmiş olması gerekir. Bu suçun işlenmiş olduğunun ispat edilmesi, davanın açılabilmesinin ön koşuludur.
İftira suçunun işlenmiş olduğunun ispatında, suçun mağduru tarafından sunulan delillerin yanı sıra, suçun faili tarafından sunulan deliller de dikkate alınır.
İftira suçunun mağduru, suçun işlendiğine dair, suçun failinin isnat ettiği suçu işlediğine dair bir delil sunabilir. Bu delil, suçun failinin yakalandığına dair bir adli belge, suçun failinin suçu kabul eden bir beyanı veya suçun failinin suçunu ispatlayan başka bir delil olabilir.
Suçun faili ise, suçun işlenmiş olmadığını ispat etmek için delil sunabilir. Bu delil, suçun mağdurunun suçu işlediğine dair bir delil, suçun mağdurunun suçu işlediğini kabul eden bir beyanı veya suçun mağdurunun suçu işlediğini ispatlayan başka bir delil olabilir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay, iftira nedeniyle manevi tazminat davalarında, suçun işlenmiş olduğunun ispat edilmesini şart koşmaktadır. Yargıtay’ın bazı kararları şu şekildedir:
-
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2016/6877 E. ve 2016/17778 K. sayılı kararında, davacıların internet sitelerinde, “… ve …’un ekşi sözlük üzerinden uyuşturucu ticaret yaptıkları iddiasıyla haklarında dava açıldığı” şeklinde gerçek dışı haber yapıldığı, bu haber sebebiyle davacıların kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulundukları belirtilmiştir. Yargıtay, davanın kabulüne karar verirken, dava konusu yayınlar ise Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karardan yaklaşık üç yıl sonra yapılmış olup, yeni bir olay ortaya çıkmadan iddialar gerçekmiş gibi internet yayınını yapılması davacıların kişilik haklarını ihlal ettiğini ifade etmiştir.
-
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2015/13469 E. ve 2015/26733 K. sayılı kararında, davacının, davalı tarafından, “davacı, eşini aldattığı için eşiyle boşanmıştır” şeklinde gerçek dışı haber yapıldığı, bu haber sebebiyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunduğu belirtilmiştir. Yargıtay, davanın kabulüne karar verirken, haberin doğru olmadığının kanıtlandığı ve haberin davacının kişilik haklarını ihlal ettiğini ifade etmiştir.
Manevi Tazminat Miktarı
Manevi tazminat miktarı, her somut olaya göre değişen bir unsurdur. Yargıtay, manevi tazminat miktarını belirlerken, aşağıdaki unsurları dikkate alır:
- İftiranın içeriği
- İftiranın yayılma alanı
- İftiranın mağdur üzerinde yarattığı etki
- Mağdurun sosyal ve ekonomik durumu
Yargıtay’ın bazı kararlarına göre, iftira nedeniyle manevi tazminat miktarı, 5.000 TL ile 50.000 TL arasında değişmektedir.
**Sonuç
Önemli Not: Bu yazı Google Gemini yapay zekası tarafından otomatik olarak oluşturulmuştur ve hatalı bilgiler içerebilir. Düzeltmek için iletişim sayfamızdaki formdan veya yine iletişim sayfamızda bulunan eposta adresi yoluyla bizimle iletişime geçebilirsiniz. Hata varsa hemen düzeltilmektedir.