8. Sınıf 2. Ünite İngilizce Kelimeler
- sınıf 2. ünite İngilizce kelimeleri, öğrencilerin günlük yaşamlarında sıklıkla karşılaştıkları kelimelerden oluşmaktadır. Bu kelimeler, öğrencilerin İngilizce dilbilgisi kurallarını öğrenmelerine ve İngilizce konuşma, okuma ve yazma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
8. Sınıf 2. Ünite İngilizce Kelime Listesi
- accept: kabul etmek
- achieve: başarmak
- adventure: macera
- advice: tavsiye
- agree: kabul etmek
- appear: görünmek
- approve: onaylamak
- argue: tartışmak
- arrive: gelmek
- ask: sormak
- attempt: denemek
- attend: katılmak
- avoid: kaçınmak
- aware: farkında olmak
- back: geri
- bad: kötü
- beautiful: güzel
- begin: başlamak
- believe: inanmak
- belong: ait olmak
- better: daha iyi
- big: büyük
- black: siyah
- blue: mavi
- both: her iki
- bottom: alt
- break: kırmak
- bring: getirmek
- build: inşa etmek
- burn: yakmak
- busy: meşgul
- buy: satın almak
- call: aramak
- can: yapabilmek
- carry: taşımak
- catch: yakalamak
- change: değiştirmek
- check: kontrol etmek
- choose: seçmek
- clean: temizlemek
- clear: açık
- close: kapatmak
- cold: soğuk
- come: gelmek
- comfortable: rahat
- complete: tamamlamak
- continue: devam etmek
- control: kontrol etmek
- cook: yemek pişirmek
- copy: kopyalamak
- correct: doğru
- cost: maliyet
- count: saymak
- cover: örtmek
- create: yaratmak
- cross: geçmek
- cry: ağlamak
- cut: kesmek
- dance: dans etmek
- danger: tehlike
- dark: karanlık
- decide: karar vermek
- deep: derin
- describe: tanımlamak
- design: tasarım yapmak
- destroy: yok etmek
- develop: geliştirmek
- die: ölmek
- different: farklı
- difficult: zor
- direct: yönlendirmek
- discover: keşfetmek
- discuss: tartışmak
- do: yapmak
- doctor: doktor
- dog: köpek
- door: kapı
- down: aşağı
- draw: çizmek
- dream: rüya görmek
- drink: içmek
- drive: araba kullanmak
- drop: düşürmek
- dry: kuru
- during: sırasında
- each: her
- early: erken
- easy: kolay
- eat: yemek
- education: eğitim
- effect: etki
- egg: yumurta
- eight: sekiz
- either: ya da
- else: başka
- end: son
- enjoy: zevk almak
- enter: girmek
- equal: eşit
- escape: kaçmak
- even: bile
- event: olay
- ever: hiç
- every: her
- exact: tam
- example: örnek
- except: hariç
- excited: heyecanlı
- exercise: egzersiz yapmak
- exist: var olmak
- expect: beklemek
- explain: açıklamak
- fail: başarısız olmak
- fall: düşmek
- family: aile
- far: uzak
- fast: hızlı
- fat: şişman
- father: baba
- fear: korku
- feed: beslemek
- feel: hissetmek
- few: birkaç
- field: alan
- fight: kavga etmek
- fill: doldurmak
- find: bulmak
- fine: iyi
- finish: bitirmek
- fire: ateş
- first: ilk
- five: beş
- fix: düzeltmek
- flat: düz
- follow: takip etmek
- food: yemek
- for: için
- force: güç
- forget: unutmak
- form: form
- forward: ileri
- four: dört
- free: özgür
- friend: arkadaş
- from: den
- front: ön
- full: dolu
- fun: eğlenceli
- future: gelecek
- game: oyun
- garden: bahçe
- gas: gaz
- general: genel
- get: almak
- girl: kız
- give: vermek
- go: gitmek
- good: iyi
- goodbye: hoşçakal
- government: hükümet
- great: harika
- green: yeşil
- group: grup
- grow: büyümek
- guess: tahmin etmek
- guy: adam
- hair: saç
- half: yarım
- hand: el
- happen: olmak
- happy: mutlu
- hard: zor
- have: sahip olmak
- he: o (erkek)
- head: baş
- hear: duymak
- heart: kalp
- help: yardım etmek
- her: o (kadın)
- here: burada
- high: yüksek
- him: onu (erkek)
- his: onun (erkek)
- history: tarih
- hit: vurmak
- hold: tutmak
- home: ev
- hope: umut etmek
- horse: at
- hospital: hastane
- hot: sıcak
- hour: saat
- house: ev
- how: nasıl
- huge: çok büyük
- human: insan
- hundred: yüz
- hungry: aç
- hurt: incitmek
- I: ben
- ice: buz
- idea: fikir
- if: eğer
- important: önemli
- in: içinde
- include: dahil etmek
- increase: artırmak
- indeed: gerçekten
- information: bilgi
- inside: içinde
- instead: yerine
- interest: ilgi
- into: içine
- introduce: tanıtmak
- invent: icat etmek
- invite: davet etmek
- involve: dahil etmek
- it: o (nesne)
- its: onun (nesne)
- itself: kendisi
- job: iş
- join: katılmak
- joke: şaka
- journey: yolculuk
- joy: sevinç
- just: sadece
- keep: tutmak
- key: anahtar
- kill: öldürmek
- kind: nazik
- king: kral
- kiss: öpmek
- know: bilmek
- lady: bayan
- lake: göl
- land: arazi
- large: büyük
- last: son
- late: geç
- laugh: gülmek
- law: yasa
- lay: yatırmak
- lead: önderlik etmek
- learn: öğrenmek
- leave: ayrılmak
- left: sol
- leg: bacak
- lend: ödünç vermek
- less: daha az
- let: izin vermek
- letter: mektup
- lie: yalan söylemek
- life: hayat
- lift: kaldırmak
- light: ışık
- like: beğenmek
- line: çizgi
- listen: dinlemek
- little: küçük
- live: yaşamak
- long: uzun
- look: bakmak
- lose: kaybetmek
- love: sevmek
- low: alçak
- lucky: şanslı
- machine: makine
- mad: deli
- magic: sihir
- main: ana
- make: yapmak
- male: erkek
- man: adam
- many: çok
- map: harita
- mark: işaretlemek
- marry: evlenmek
- match: eşleştirmek
- matter: önemli olmak
- may: olabilir
- me: beni
- mean: anlamına gelmek
- meet: buluşmak
*