Manevi Tazminat İcra Kesinleşme
Manevi tazminat, bir kişinin kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğradığı, para ile ölçülebilen veya ölçülemeyen zararların giderilmesi için ödenen bir tazminat türüdür. Manevi tazminat, maddi tazminata ek olarak veya tek başına talep edilebilir.
İcra, bir kimsenin alacağını, mahkeme kararı uyarınca, borçlunun malvarlığından tahsil etme yoludur. İcra, ilamlı icra ve ilamsız icra olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilir.
İlamlı icra, mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra başlatılan icra türüdür. İlamsız icra ise, mahkeme kararının kesinleşmesinden önce veya hiç mahkeme kararı olmadan başlatılabilen icra türüdür.
Manevi tazminat alacağının icra yoluyla tahsil edilebilmesi için, öncelikle bu alacağının mahkeme tarafından kesinleşmiş olması gerekir.
Manevi Tazminat Alacağının Kesinleşmesi
Manevi tazminat alacağının kesinleşmesi, mahkeme kararının artık değiştirilemeyecek hale gelmesidir. Manevi tazminat alacağının kesinleşmesi için, mahkeme kararının temyiz edilmiş olması ve temyiz incelemesinin sonuçlanmış olması gerekir.
Temyiz incelemesi, mahkeme kararının verildiği mahkeme tarafından değil, üst dereceli bir mahkeme tarafından yapılır. Temyiz incelemesi sonucunda, mahkeme kararının onanması veya bozulması mümkündür.
Mahkeme kararı onanırsa, bu karar kesinleşmiş olur ve artık değiştirilemez. Mahkeme kararı bozulursa, mahkeme kararı yeniden incelenir ve yeni bir karar verilir.
Manevi Tazminat Alacağının Kesinleşmeden İcra Edilebilmesi
Yargıtay’ın eski içtihatlarına göre, manevi tazminat alacağının kesinleşmesi gerekirdi. Ancak, Yargıtay’ın 20 Ekim 2016 tarihli içtihadı ile, kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedilmesi durumunda, bu alacağın kesinleşmeden icra edilebileceğine karar verilmiştir.
Bu içtihada göre, kişilik haklarına saldırı, kişinin maddi veya manevi varlığına yönelik bir saldırıdır. Bu saldırı, kişinin onurunu, şerefini, namusunu, sağlığını, bedensel bütünlüğünü, cinsel özgürlüğünü veya kişisel verilerini ihlal eder.
Kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedilmesi, kişinin uğradığı zararların giderilmesi için bir hukuki yoldur. Bu nedenle, bu tür tazminat alacaklarının, kişinin zararlarını daha hızlı ve etkili bir şekilde giderebilmesi için, kesinleşmeden icra edilebilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Manevi Tazminat Alacağının Kesinleşmeden İcra Edilebilmesinin Şartları
Manevi tazminat alacağının kesinleşmeden icra edilebilmesi için, aşağıdaki şartların bulunması gerekir:
- İcra edilecek karar, kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmeden bir karar olmalıdır.
- İcra edilecek karar, mahkeme tarafından verilmiş bir karar olmalıdır.
- İcra edilecek karar, henüz kesinleşmemiş olmalıdır.
Manevi Tazminat Alacağının Kesinleşmeden İcra Edilmesinin Sonuçları
Manevi tazminat alacağının kesinleşmeden icra edilmesi durumunda, borçlu, icra takibine itiraz edebilir. Borçlu, icra takibine itiraz ederek, mahkeme kararının kesinleşmediğini ve bu nedenle icranın durdurulmasını talep edebilir.
Borçlunun icra takibine itiraz etmesi durumunda, icra müdürü, itirazı değerlendirir. İcra müdürü, itirazın yerinde olduğuna karar verirse, icrayı durdurur. İcra müdürü, itirazın yerinde olmadığına karar verirse, icrayı devam ettirir.
Borçlu, icra takibi devam ederken, mahkeme kararının kesinleşmesini bekleyebilir. Mahkeme kararı kesinleşirse, borçlu, icra müdürlüğüne başvurarak, icranın devamını talep edebilir. İcra müdürü, mahkeme kararının kesinleştiğini tespit ederse, icrayı devam ettirir.
Manevi Tazminat Alacağının Kesinleşmeden İcra Edilmesinin Avantajları
Manevi tazminat alacağının kesinleşmeden icra edilebilmesinin bazı avantajları vardır. Bu avantajlar şunlardır:
- Kişi, uğradığı zararları daha hızlı ve etkili bir şekilde giderebilir.
- Kişi, borçlunun malvarlığını kaybetmesini önlemek için, icra takibine başvurabilir.
- Kişi, icra takibiyle borçluya baskı uygulayabilir.