Phrasal Verbs Listesi Pdf

Phrasal Verbs Listesi

Phrasal verbs, bir fiil ve bir zarf veya edatın birleşmesiyle oluşan ve tek başına bir fiilden farklı bir anlam ifade eden ifadelerdir. İngilizce’de çok yaygın olarak kullanılırlar ve günlük konuşmada sıklıkla duyulur ve kullanılırlar.

Phrasal verbs’in anlamlarını ezberlemek zor olabilir, ancak onları kullanarak cümleler kurmaya çalışmak ve örneklerle öğrenmek yardımcı olabilir. Ayrıca, phrasal verbs’in anlamlarını ve kullanımlarını gösteren birçok kaynak bulunmaktadır.

Aşağıda, en yaygın olarak kullanılan phrasal verbs’ten bazılarının bir listesi verilmiştir:

  • add up to: toplamak, sonuçlanmak
  • ask around: etrafta sormak, bilgi toplamak
  • back down: geri adım atmak, vazgeçmek
  • back up: desteklemek, onaylamak
  • blow up: patlamak, öfkelenmek
  • break down: bozulmak, çökmek
  • break in: içeri girmek, zorla girmek
  • break out: dışarı çıkmak, patlak vermek
  • bring up: yetiştirmek, büyütmek
  • call back: geri aramak, tekrar aramak
  • call off: iptal etmek, vazgeçmek
  • catch up: yetişmek, yakalamak
  • check in: check-in yapmak, kaydolmak
  • check out: check-out yapmak, ayrılmak
  • come across: karşılaşmak, rastlamak
  • come back: geri gelmek, dönmek
  • come down: inmek, düşmek
  • come out: çıkmak, ortaya çıkmak
  • come up: çıkmak, ortaya çıkmak
  • count on: güvenmek, bel bağlamak
  • cut back: azaltmak, kısmak
  • cut down: kesmek, azaltmak
  • cut off: kesmek, ayırmak
  • cut out: kesmek, çıkarmak
  • deal with: başa çıkmak, ilgilenmek
  • drop by: uğramak, ziyaret etmek
  • drop off: bırakmak, indirmek
  • drop out: bırakmak, vazgeçmek
  • eat out: dışarıda yemek yemek
  • end up: sonuçlanmak, bitmek
  • face up to: yüzleşmek, kabul etmek
  • fall apart: dağılmak, parçalanmak
  • fall back: geri çekilmek, vazgeçmek
  • fall down: düşmek, çökmek
  • fall out: kavga etmek, anlaşmazlığa düşmek
  • fill in: doldurmak, tamamlamak
  • fill out: doldurmak, tamamlamak
  • find out: öğrenmek, keşfetmek
  • get along: geçinmek, anlaşmak
  • get away: kaçmak, uzaklaşmak
  • get back: geri almak, geri dönmek
  • get by: geçinmek, idare etmek
  • get down: inmek, düşmek
  • get in: girmek, içeri girmek
  • get off: inmek, çıkmak
  • get on: binmek, devam etmek
  • get out: çıkmak, dışarı çıkmak
  • get over: üstesinden gelmek, atlatmak
  • get through: geçmek, tamamlamak
  • get together: bir araya gelmek, toplanmak
  • get up: kalkmak, ayağa kalkmak
  • give back: geri vermek, iade etmek
  • give in: teslim olmak, vazgeçmek
  • give out: dağıtmak, vermek
  • give up: vazgeçmek, bırakmak
  • go along: devam etmek, uymak
  • go away: gitmek, uzaklaşmak
  • go back: geri gitmek, dönmek
  • go down: inmek, düşmek
  • go out: çıkmak, dışarı çıkmak
  • go over: gözden geçirmek, incelemek
  • go through: geçmek, tamamlamak
  • go up: çıkmak, yükselmek
  • grow up: büyümek, olgunlaşmak
  • hand in: teslim etmek, vermek
  • hang around: etrafta dolaşmak, takılmak
  • hang up: asmak, kapatmak
  • have on: giymek, takmak
  • have out: kavga etmek, anlaşmazlığa düşmek
  • head off: yola çıkmak, gitmek
  • hold back: geri tutmak, engellemek
  • hold on: beklemek, tutmak
  • hold up: durdurmak, engellemek
  • keep up: devam etmek, yetişmek
  • knock down: yıkmak, düşürmek
  • knock out: bayıltmak, nakavt etmek
  • lay down: yatmak, uzanmak
  • lay off: işten çıkarmak, kovmak
  • lead on: yönlendirmek, kandırmak
  • leave out: dışarıda bırakmak, hariç tutmak
  • let down: hayal kırıklığına uğratmak, yüzüstü bırakmak
  • let go: bırakmak, serbest bırakmak
  • let in: içeri almak, izin vermek
  • let out: dışarı çıkarmak, serbest bırakmak
  • look after: bakmak, ilgilenmek
  • look back: geriye bakmak, geçmişi hatırlamak
  • look down: aşağı bakmak, küçümsemek
  • look forward to: dört gözle beklemek, sabırsızlanmak
  • look into: araştırmak, incelemek
  • look out: dikkat etmek, uyanık olmak
  • look over: gözden geçirmek, incelemek
  • look up: yukarı bakmak, aramak
  • make up: telafi etmek, uydurmak
  • mess up: berbat etmek, mahvetmek
  • move on: devam etmek, ilerlemek
  • move out: taşınmak, ayrılmak
  • pass away: ölmek, vefat etmek
  • pass out: bayılmak, nakavt olmak
  • pay back: geri ödemek, iade etmek
  • pay off: ödemek, karşılığını vermek
  • pick up: almak, toplamak
  • pick out: seçmek, ayırmak
  • play around: oynamak, eğlenmek
  • play back: geri oynatmak, tekrar oynatmak
  • play down: küçümsemek, önemsizleştirmek
  • play up: abartmak, büyütmek
  • point out: işaret etmek, göstermek
  • put away: kaldırmak, saklamak
  • put back: geri koymak, yerine koymak
  • put down: indirmek, bırakmak
  • put off: ertelemek, geciktirmek
  • put on: giymek, takmak
  • put out: çıkarmak, söndürmek
  • put up: kaldırmak, dikmek
  • run away: kaçmak, uzaklaşmak
  • run down: çarpmak, ezmek
  • run into: karşılaşmak, rastlamak
  • run off: kaçmak, uzaklaşmak
  • run out: tükenmek, bitmek
  • run over: ezmek, çarpmak
  • run through: gözden geçirmek, incelemek
  • run up: yükseltmek, artırmak
  • send back: geri göndermek, iade etmek
  • send for: çağırmak, getirmek
  • send out: göndermek, dağıtmak
  • set back: geriye atmak, geciktirmek
  • set down: indirmek, bırakmak
  • set off: yola çıkmak, gitmek
  • set out: yola çıkmak, gitmek
  • set up: kurmak, düzenlemek
  • show off: gösteriş yapmak, övünmek
  • show up: ortaya çıkmak, gelmek
  • shut down: kapatmak, durdurmak
  • shut off: kapatmak, durdurmak
  • sign up: kaydolmak, üye olmak
  • sit down: oturmak, yerleşmek
  • sit up: oturmak, ayağa kalkmak
  • sleep over: misafir kalmak, geceyi geçirmek
  • speak up: yüksek sesle konuşmak, kendini ifade etmek
  • speed up: hızlandırmak, artırmak
  • stand by: beklemek, hazır olmak
  • stand down: geri adım atmak, vazgeçmek
  • stand up: ayağa kalkmak, kalkmak
  • start off: başlamak, yola çıkmak
  • start out: başlamak, yola çıkmak
  • stay away: uzak durmak, kaçınmak
  • stay back: geri durmak, uzak durmak
  • stay down: aşağıda kalmak, yatmak
  • stay in: içeride kalmak, ev

Yayımlandı

kategorisi